Optimist

İyimserlik konusunda kendinize 1 ile 10 arasında kaç puan verirsiniz?

“Hoca’m ben iyimser değil, gerçekçiyim”

Bu, “Hayat Bize Güzel” eğitimimin başında sınıfa sorduğum sorulardan bir tanesi. Gelen cevaplardan bir tanesi de aynen böyle. İyimserlik yerine gerçekçiyim diyenler. Birçoğumuzda pozitif olmak anlamsızca her şeyi iyi görmekle ve Pollyannacılıkla eş değer görülüyor. Size bir hikaye anlatayım. Evet gün günden daha iyimser ve pozitif birine dönüşüyorum. Kendimle ilgili bunu söyleyebilirim sanırım. Bununla beraber, geçmişe baktığımda, 15 yıl öncesi sanırım, eğitim yöneticisi olduğum dönemlerde, kişisel gelişim eğitimlerine biraz mesafeli yaklaşır, öğrenilmiş bazı kalıp filtrelerle pozitif düşünme alışkanlığı gibi eğitimlere, şöyle tepeden bakar, burun kıvırırdım. O zamanlar böyle eğitimlere harcayacak zamanım yoktu. Hayat okulu beni bazı zorlayıcı sınavlara soktu ve ben yine çalışkan bir öğrenci disipliniyle ihtiyacım olan o becerileri öğrenmek için ne gerekiyorsa yaptım. Okudum, eğitimlere gittim, araştırmalar yaptım. Bizzat deneyler yaptım kendi üzerimde. Ve hayatın karşıma çıkardığı o zorlu sınavları pozitif düşünmeyi öğrenerek geçtim. Günden güne daha iyimser birine dönüşerek kendimi ve hayatımı iyileştirdim, güzelleştirdim. Pozitif Psikoloji bilimini temellendirerek, Erickson College International’dan Nlp Master olarak, Optimum Denge Modelini anlayarak daha pozitif daha iyimser oldum kendime ve hayata karşı. Evet hayatta zor anlar var; üzüldüğüm, kızdığım, öfkelendiğim, haksızlığa uğradığımı hissettiğim. Pozitif olmalıyım, mutlu olmak zorundayım gibi zorlama bir bakış açısıyla bu zor zamanlarınızı aşamazsınız. Belki güzel maskelersiniz. Ama güzelce örttüğünüz, aman kimse fark etmesin diye kendinizden bile sakladığınız o negatif duygular bir gün sizi yer ya da öyle bir patlar ki, kimse kalmaz çevrenizde bu patlamadan etkilenmeyen.

Her duygu kıymetlidir. Size bir şey söyler, fazlasıyla veri içerir. İşte iyimserliğe giden yolda, ilk adım insanın kendini tanıma isteğidir. Duygusunu anlama ve tanımlama farkındalığıdır. Ve sonra dönüştürmek gelir.

O beni zorlayan, rahatsız eden duygudan ne kadar hızla çıktığım ve hangi yeni anlamları yaratarak hangi yeni duyguya dönüştürdüğüm belirliyor hayat kalitemi. Ve evet öğreniliyor bunlar. Bir çocuğun emeklemekten yürümeye geçmesi gibi, ya da o çok istediği bisikleti kullanmayı öğrenmesi gibi.

Pozitif düşünmek, yaşamda anlam ve amaç oluşturmaya odaklatır. Olumlu duyguların harekete geçirici tarafının faydalarını birer birer görür insan. Sosyal ilişkilerini nasıl güçlendirdiğini fark eder. Kendine de hayata da nezaketli davranır insan. Ve dalga dalga umut, akış, bilgelik, yaratıcılık, hayal gücü açığa çıkar ve hayat hepimize güzel olur.

Ne yapın edin daha pozitif düşünmeyi öğrenin. Ne yapacağız derseniz, ilk iş, gülümseyin, okuyun, dinleyin, araştırmalara bakın, bu konuda ilerlemiş insanları takip edin, örnek alın, kendinize iyi davranın ve önce kendini keşfe çıkın…